ŞAHKARTALI KARA - AYAZ- ATEŞ

Baharın yedi renk yetmiş çeşit çiçekleri toprak ananın ayaklarının altın ilmek ilmek dokunup bir kilim bir halı gibi serilmişken ,ağaçlar beyaz gelinliğini çıkarıp üstüne rengarenk elbiseler giymişken, aç dereler karnını bozbulanık sularla tıka basa doldurmuşken, bir yıl uzaklıktan gelen gelincik çiçekleri sarı hardallar içiçe geçip tarlaları ihya ederken, menekşeler çiğdemler sümbüller papatyalar doğayı sarıp sarmalamış miski amber kokularıyla ruhu ferahlatıp gözleri kamaştırırken , arılar türlü kelebeklerle dolu çayır çiçeklerini çarşıya çevirmiş doğanın olanı biteni bedava ikram ettiği pazardan en nadide yiyecekleri keyifle toplarken, kara tavuklar serçeler kargalar bülbüller daha niceleri alemi beşere yoldaşlık ve dahi yarenlik ederken, turnalar leylekler şairlerin uzak diyarına selam götürüp aşıklarınkini getirmiş kimi cami kubbesinin üstünde kimi elektrik direğinin tepesindeki çalı çırpı ot karışımı evleriyle meşgul olup sulak arazilere erzakları için uçuş seferleri yaparken ,ova köylüleri bağının otu bahçesinin fidesi tarlasının ekim telaşı ile günlerini toprakta geçirirken, yüksek dağ köylüleri bu hengameden uzak yaşamlarını gözlerden ırak bilinmezlik içinde sürdürürken ağıllardan toplanan koyunların sürü olup göç yollarına düştüğü mayısın yağmursuz bir cuma günü sabahında asfalt yolda ilerleyişinde karşıdan gelen siyah araçla belli mesafede yolları kesişir ya araç usul usul sürünün içine girip yoluna devam edecek yada bekleyecekti araç tamda toprak yol ayrımında sağa yanaşarak erik ile kiraz ağacın ortasında köy yolu girişinde beklemeye geçti ,sürünün önünde ki adam iki dirseğinin arasına belinde birleştirdiği zoğaldan (kızılcık) değneğinin bağını bozup tek eline alıp havaya kaldırıp geldikleri yöne sallayarak geçebilirsiniz diyordu araç sahibi ise pencerenin camından sol elini çıkarıp sürünün gidiş istikametini gösterip öncelik sizin geçin diyordu koyunlar yol kenarındaki semirmiş otlardan nasiplenirken üç yardımcı çoban ile birlikte köpeklerde bu kervanın koruyucuları olarak sürünün çevresinde dağınık halde yola iştirak ediyorlardı, sürü lideri bekleyenlerin yanına yaklaşınca araç sahibi ise hasbihal etmek için aşağıya iner nihayetinde yüz yüze gelirler kahve rengi kadife pantolon ,gömleğin üstüne süeter kazak ,eski haki gocuk giyinimli başında papak altmışına dayanmış adam elini hafif kaldırıp selamünaleyküm ellisine ramak kalmış koyu lacivert takım elbiseli beyaz gömlekli adam ve aleykümselam derken elini uzatır diğer elde uzanır tokalaşırlar ayrıca aracın içinde bir bayan üçte genç kız vardır onlar bir yandan konuşmaları dinlerken diğer yanda çan kelek ve koyun kuzu meleşme seslerinin birbirine girdiği göçü pür dikkat takip etmekteydiler.