İslâm tarihinin ilk dönemlerindeki gelişmeleri sağlıklı bir zeminde değerlendirebilmek için olayların gelişim seyrinde kabile faktörü ve yerinin tespit edilmesi gerekir. Gerek bedevî gerekse hadârî olsun İslâm öncesi ve sonrası Arap toplumunda kabile, toplumun en temel yapı taşı olmuştur. İslâm dini kabile asabiyetini yok etmek için bir takım tedbirler almasına rağmen tam anlamıyla başarılı olamamıştır. Hz. Peygamber döneminde minimize edilen kabile taassubu O’nun vefatı ile birlikte ilk halifenin seçildiği Benî Saide’nin sakifesinde tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Dolayısıyla "kabile olgusu” İslâmî ilk dönemden günümüze kadar Arap-İslâm toplumunun gelişim, değişim ve dönüşmesinde özne olma hüviyetini korumuştur. Tarihi süreç içinde meydana gelen birçok siyasî olayın arkaplanında "kabile faktörünün parmak izini” veya bizatihi "kabilenin kendisini” bulmak mümkündür. Hicrî birinci asırdaki siyasî gelişmelerde de kabile faktörünün etkili olması ve "Yemenli kabilelerin” birinci asırda meydana gelen dinî- siyasî oluşumlardaki rolü üzerine müstakil bir çalışmanın yapılmamış olması bizleri "Birinci Asırda Güney Arap Kabilelerinin İlk Siyasî Oluşumlardaki Rolü” başlıklı çalışmayı yapmaya sevk etmiştir.